Trafik sinyalizasyonu, 19. yüzyılın sonlarına doğru, şehirlerde artan araç trafiğiyle birlikte ortaya çıkmıştır. İlk trafik sinyalleri, 1868'de Londra’da, gazla çalışan bir sistem olarak tanıtılmıştır. Bu sistem, polis memurlarının sinyal görevini üstlendiği manuel bir yaklaşımdı; sürücüler ve yayalar, memurların yönlendirmelerine göre hareket ediyordu.
1920'lerde, ilk elektrikli trafik sinyalleri kullanılmaya başlandı. Bu yeni sistem, kırmızı ve yeşil ışıklarla çalışan daha güvenli ve etkili bir düzenleme sundu. Elektrikli sinyaller, trafik akışını önemli ölçüde iyileştirerek, araçların ve yayaların daha düzenli hareket etmesini sağladı.
Zamanla, trafik sinyalizasyonu teknolojisi gelişerek, otomatik sistemlere ve günümüzdeki akıllı sinyalizasyon sistemlerine geçiş yapıldı. Bu evrim, şehirlerin ulaşım dinamiklerini ve güvenliğini büyük ölçüde değiştirmiştir. Gelecek yazılarda, bu gelişmelerin toplumsal etkilerine ve günümüz uygulamalarına devam edeceğiz.